history Geçmişiyle
Çenesuyu
Çene Suyu 19.yy’da lezzetiyle öne çıkmış, ondan bahsedilmiş, ünü Saray’a kadar gitmiş ve suyun kaynağı üç padişah (padişahın yanında bulunan iki oğlu da daha sonra sırayla tahta geçmiştir) tarafından ziyaret edilmiştir. İstanbul’da bilinen ve aranan bir su olmuştur. İzmit’ten İstanbul’a gelenlerin hediye niyetine getirmesi tavsiye edilmiştir. Çene Suyu’nun ünü, seyyahlar vasıtasıyla dilden dile aktarılmış ve pek çok seyahatnamede ondan bahsedilmiştir.
Evliya Çelebi
seyahatlerinde İzmit’e birkaç defa uğramıştır. İzmit’i çok sevmiş ve övmüştür. İzmit’in suyunun, havasının ve hamamının çok güzel olduğunu anlatır. Ancak şehir merkezinde çeşmelerden içtiği suların Paşasuyu olması muhtemeldir.
Seyyah Guillume Grelot
Seyahatnamesinde İzmit’ten Kadıköy’e olan seyahatini yazmaktadır. Yavuz Ulugün hazırladığı derlemede orijinal metinde olmamasına rağmen, “Çene Suyu” ara başlığını eklemiştir. Seyyah, bazı kolaylaştırıcı nitelemeler yapmasa bile, suyun adını vermemektedir. Seyyahın tarif ettiği su kaynağı; İzmit’in batısında ve körfezin sonunda yer almaktadır ve bu suyun biraz batısında Dil İskelesi vardır. Anılan suyun alüminyumlu olduğu, Rumlar ve Türkler tarafından mucizevi olarak anlatıldığı, iyileştiremediği hastalığın olmadığı ve küçük bir dağa bağlı bir kayanın dibinde doğduğundan bahsedilmektedir.
Corneille Le Brun de Seyahatnamesi
Dil Burnu’na çok yakın olan bu sudan bahseder.8 Yavuz Ulugün, bu seyyah için de ara başlık koyarak “Çene Suyu & Dil Burnu” imasını yapar.9 Seyyah10, Türklerin ve Rumların hastalıkların tedavisi için akın akın gittikleri maden suyu akan bir çeşmeden bahseder. İki seyyah da benzer yollardan geçerken benzer hikayeler anlatırlar.
Muhammed Hafid Efendi
Çene Suyu’nu İstanbul’un meşhur suları sınıfına yükselten ve ona bu değeri layık görerek Osmanlı’nın meşhur suları arasına yerleştiren Muhammed Hafid Efendi’dir. İstanbul Araştırmaları Merkezi’nin hazırladığı “İstanbul Su Külliyatı” serisinin 13. kitabı olan “19 ve 20. yüzyılda İstanbul Suları” İstanbul çevresinde önemli olduğu düşünülen sular üzerine yazılmış metinleri derleyerek bir araya toplamıştır.
“Souvenirs de l’Orient” Seyahatname
Seyyah Çene Dağı’ndan ve bir çeşmeden bahseder. Ancak bu seyyahın anılarını çok önemli kılan bir detay vardır. Daha önceki seyyahların ham bilgilerinin köklerini burada görmek mümkündür. Seyyah, “Meletius”tan alıntı yapar. Deniz yolunu kullanmasına rağmen, doğrudan tanıklık etmediği halde, kürekçilerden dinlediği hikayeyi not etmektedir.
Sultan Abdülaziz, Kasrı Hümayun
Av Köşkü olarak kullanacağı Kasrı Hümayun’u yaptırmıştır. Mimarı Balyan kardeşlerden Amira Karabat Balyan olan Kasrı Hümayun’un en önemli özelliği İstanbul dışında yapılan tek saray olmasıdır.Kasrı Hümayun’un taç kapısı üzerindeki kitabede İzmitli Şair Savfet’in 22 dizelik kasidesi bulunmaktadır.
Ahmed Zülkifl Paşa
İmtiyaz talebinde bulunarak Çene Suyu’nun şehre getirilmesi için bazı girişimlerde bulunmuş ve nihayetinde borularla İzmit’e getirilmesi için Belediye ile 45 yıllık bir imtiyaz anlaşması imzalamıştır.
İzmit’in meşhur Çene Suyu üzerine yapılan bu çalışmada ulaşılan veriler kronolojik bir sırayla verilmeye çalışılmıştır. Böylece tarihin akışı içinde bazı bağımsız bilgilerin (tesadüflerin), aslında birbirleri arasında süreklilik gösterdiği görülmüştür.